< < Risk Faktörleri ve Depresyonun Önlenmesinde

< < Risk Faktörleri ve Depresyonun Önlenmesinde

İçindekiler:

Anonim

Depresyonun nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır, ancak bu bozukluk çeşitli psikolojik ve biyolojik risk faktörlerinin bir sonucudur. Bunun anlamı, tek bir depresyon nedeninin değil, daha çok depresif bir dönem olasılığını artıran bir dizi risk faktörü olmasıdır. Risk faktörleri, bir kişiden kişiye önemli derecede farklılık gösterebilir. Dolayısıyla, bir kişide depresyonun nedenleri başkası için nedensel faktörlerden çok farklı olabilir.

Günün Videoları

Depresif dönemlerin önlenmesinde bir araç olarak hizmet edebilecek bazı psikolojik ve çevresel risk faktörleri hafifletilebilir.

Psikolojik Risk Faktörleri

Depresyon için psikolojik risk faktörlerini anlamanın bir yolu, depresyonla ilişkili düşünce kalıplarını incelemektir. Hepimiz, olumlu düşüncenin genellikle mutlu bir ruh hali ile ilişkili olduğunu ve olumsuz düşüncenin genellikle depresif ruh hali ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, kendimiz hakkında düşünme şeklimiz (kendine-referanslı düşünme) de ruh halimizin çok önemli bir sürücüsüdür.

Kendini yönlendiren bilginin işlenmesinin depresyondaki anormal olduğuna dair ikna edici araştırma kanıtı var. Örneğin, kendilik hakkındaki sürekli negatif düşünme kalıplarının depresyon ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Bunları değiştirmek, depresyon için en başarılı psikoterapi tedavilerinden birinin temelini oluşturur: Bilişsel davranışçı terapi (CBT).

Düşünce kalıplarının içeriğine ek olarak, depresyon, aşırı düşünsel düşünme (kendini düşünen zaman harcamak) yanı sıra ruminatif düşünme olarak bilinen belirli bir düşünce tarzıyla da ilişkilidir. Ruminatif düşünce analitik düşünce ve depresyonda olanlar için, kişinin belirtilerini aşırı şekilde analiz etmek ve düşünmek demektir. Kişinin belirtilerini araştırmak, kendisini iyi hissetmenin yollarını bulma ile sonuçlanabilir, ancak tam tersi sonuç verir. Bunun nedeni, rüzgârcı düşünce genellikle çözüm odaklı olmaktan ziyade mantıksız ve endişeli otomatik düşünme kalıplarını içerir. Örneğin, "Yarın partiden keyif alamayacağımı", "şu an bir yürüyüş yapmalıyım, çünkü bu her zaman daha iyi hissetmem için bana yardımcı oluyor." "Depresyon için bazı psikolojik tedaviler ruminatif düşünce kalıplarının tanınması ve değiştirilmesine odaklanmaktadır.

Biyolojik Risk Faktörleri

Çoklu çalışmalar depresif bozuklukların kısmen genetik veya kalıtsal faktörlerden kaynaklandığını inandırıcı bir şekilde göstermiştir. Kanıtlar, kalıtsal olanın gerçek hastalık yerine depresif bir bozukluk geliştirme riski olduğunu göstermektedir.Depresif hastalığı olanların birinci derece yakınları, depresif bir bozukluk geliştirme riski ve bipolar bozukluk geliştirme riski orta derecede yüksektir. Bununla birlikte, depresyon, bu hastalığın bir aile geçmişi yokluğunda ortaya çıkabilir.

Sebepler

Risk faktörlerinde olduğu gibi depresyonun nedenleri psikolojik ve biyolojik kategorilere ayrılabilir. Psikolojik nedenler, yukarıda açıklanan düşünce kalıplarının yanı sıra stres ve psikolojik travmayı içerir.

Depresyona neden olabilecek birkaç biyolojik faktör vardır. Yıllar boyunca, depresyonun ana teorilerinden biri monoamin hipotezidir. Buna bazen bir beyin kimyasal dengesizliği denir ve beyindeki iletileri taşıyan nörotransmitterlerin anormalliklerine atıfta bulunur. İlk olarak 1965'te önerilmiş olan bu hipotez, iki monoamin nörotransmitterinin (serotonin ve norepinefrin) ve muhtemelen bir üçüncüünün (dopamin) depresyonda yetersiz olduğunu ileri sürmektedir. Yıllar boyunca kapsamlı araştırma, bu nörotransmitterlerin depresif bozukluklarda oynadığı rolü açıkça ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, spesifik nörotransmitterlerin açıklarından neredeyse kesinlikle daha karmaşıktır.

Depresyonun nedenlerinin daha yeni hipotezleri, kronik inflamasyon ve beyin devresi fonksiyonunun aksamalarını içerir.

Önleme

Depresyonun önlenmesine yönelik çalışmalar öncelikle bir depresyon dönemi yaşadıktan sonra tekrarlamanın önlenmesine odaklanmıştır. Önemli bir strateji, ilk bölümün yeterince tedavi edildiğinden ve tüm semptomların tamamen ortadan kaldırılmasının sağlanmasıdır. Diğer önleme stratejileri, antidepresan ilaçla ve / veya psikoterapiyle devam eden bakım tedavisini içerir. Dikkat-temelli bilişsel terapinin (MBCT) nüksün önlenmesinde etkili olduğu gösterilmiştir. Bu müdahale, Depresyon için Alternatif Tıp Bölümü'nde tartışılmaktadır.